Fransa'da karikatüristlere karşı yapılan terör olayından sonra Müslümanlar hemen savunmaya geçti :
Evet olay tasvip edilemez ama hakaret de ifade özgürlüğüne girmez.
İşin ilginç tarafı kimse buna itiraz da etmedi.
O zaman şu soruların cevabı nedir ?
Hakaretin sınırı nedir ? Hangi sözü (yazıyı, karikatürü, davranışı vb) hakaret olarak kabul edicez ?
Bir sözün hakaret olduğuna kim, nasıl karar verecek ?
Bir söz birisine göre hakaretken diğerine göre değilse ne olacak ? Hadi başka ülkeden örnek verelim. Örneğin fuck you hakaret midir ?
Hakaret ifade özgürlüğü değilse, cezası nedir ?
Sorular çoğaltılabilir.
Bu bakış açısı, yasakçı bakış açısının tipik örneğidir. Kompleksli bir bakış açısıdır. Rahat edebilmesi için çevresindekilerin kendisine uymasını isteyen kontrolcü zihnin ürünüdür. Ancak benim belirlediğim sınırlarda konuşabilirsin der. Karşısındakinin nasıl davranacağına, nasıl konuşacağına o karar verir. Karşısındakinin kendisine itaat etmesini ister. RTÜK'ten farkı yoktur. Bugün bunu diyen kişi yarın, karşımda sigara içme de der, benimle konuşurken bacak bacak üstüne atma da der, her şeyi der. Hakaretten insanları da tutuklatır. Çünkü bir kere yasakçılığı meşru saymaya başlamıştır. O yol açıldıktan sonra gerisi illa ki gelir.
İşin doğrusu şudur : Herkesin hakaret etme özgürlüğü vardır !
Eskiden çok güzel geleneklerimiz ve davranış biçimlerimiz vardı. Bu güzel davranışlarımızdan biri "kem söz sahibine aittir" sözü ile ifade edilen davranıştı. Kötü söz söyleyeni kendi haline bırakma, onunla muhatap olmama anlamına geliyordu. Kötü söz söyleyen, toplumca ayıplanır, onunla sohbet kesilir, sosyal ortamlardan uzaklaştırılırdı. Böylece kem söz söyleyen, söylediğine pişman olurdu.
Kaybettiğimiz bu özellik yerine ne geldi ?
Şiddet !
Kötü söz söyleyenin yüzüne yumruğu geçirme, kavga etme, bıçaklama ve hatta öldürme.
Bütün bu saldırganlıklar aslında belli bir psikolojinin ürünü.
Günlük hayatta elbette kendimizi tutamadığımız anlar olur. Annemize küfredene arkamızı dönüp gitmek ağırımıza gider. Hele toplum içinde söylenmişse, tepkisiz kalmak erkeklik gururumuzu incitir. Burada durup düşünmek gerekir. Kızlar arasındaki kavgalarda bu tarz küfürler çok çok azken (erkeklere öykünenler yüzünden artış var), neden erkeklerde yaygın ? Neden erkeklik gururu bu tarz konularda faalken, kadınlık gururu daha çok cinsel temelli konularda oluşuyor ?
Kavga, dövüş az gelişmişliğin sonucudur ve maalesef bu topraklarda hepimiz biraz böyleyiz. Kavga eden erkek etrafına hava atma isteğindedir. Bakın ne kadar güçlüyüm der. Etrafındaki erkekler ona itaat etsin ve saygı duysun, kızlar da ona meyletsin derdindedir. Hayvanlar aleminde de sıkça gördüğümüz bir davranış !
İyi de hani biz evrimleşmiş, akıllı canlılardık ?
Akıllı ve gelişmiş bir insan sadece kendisine veya başkasına fiziksel bir saldırı olduğunda savunma amaçlı olarak kavga eder.
Zaten bu tarz "az gelişmiş" insanlara istediğinizi yaptırabilirsiniz. Belli durumlara düşünme süzgecinden geçmemiş, otomatik tepkiler geliştirmişlerdir çünkü. Dincileri sokağa mı dökmek istiyorsun ? Falan kişi dinimize küfretti demen yeter. Kemalistlerin bir gruba tepki vermesini mi istiyorsun ? Atatürk'e hakaret edildi demen yeter. Savaş mı çıkarmak istiyorsun. Bir provokasyon yeter.
Bu arada anneme küfredersen yumruğu yersin diyen Papaya da bir çift laf edelim buradan. İsa değil miydi, bir yanağına tokat atana diğer yanağını da dön diyen ? Ne bu hiddet bu celal ?
Son sözü Kuranla söyleyelim :4-140 :
"Allah'ın âyetlerinin inkâr edildiğini ve onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman, başka bir söze geçmedikleri müddetçe, o kâfirlerle oturmayın. Aksi halde siz de onlar gibi olursunuz" diye hüküm indirdi. Muhakkak ki Allah, münafıkların ve kâfirlerin hepsini cehennemde toplayacaktır"
Hani nerde, alay edenleri cezalandırmak, öldürmek vb hüküm ?