18 Ocak 2016 Pazartesi

ALLAHIN CEZASI OKUMUŞ TAYFA

Bilmem kaç bin akademisyenlerin devleti eleştiren bildirisi sonrası yaşananlar, gerçekten ibreklik. Nasıl bir ruh hali içinde olduğumuzu ve nereye gittiğimizi çok güzel gösteriyor.

Devletin en tepesinden başlayan sert eleştiriler tüm topluma yayılarak hakaretlere, susturmalara, tehditlere dönüştü. Gözaltına alınanlar mı dersin, kapısına çarpı konulanlar mı dersin. Toplumsal bir hezeyan içindeyiz. Biri sokakta bağırsa, bu o akademisyen, vurun vatan hainine dese, linç edilmeleri işten bile değil.

Peki amaç ne ?

Aslında çok basit

Hükümetle aynı düşüncede olmayan herkesi, hükümet çizgisine sokuyorlar. Milliyetçilik duygusuyla, medya rüzgarıyla, tüm toplumu hükümete destek vermeye zorluyorlar. Hükümeti eleştirmek, devleti eleştirmek oluyor. Devleti eleştirmek ise en büyük yanlış haline geliyor. Devlet kutsallaşıyor, birey önemsizleşiyor. En basitinden, insanların düşüncelerini ifade etme hakkı bile ellerinden alınıyor.

Aba altından sopa gösteriyorlar. Ya benden taraf olursun, ya seni yok ederim diyorlar. Akademisyenleri konuşturmuyorlar. Savunma hakkı bile vermiyorlar. En hafifinden, işte bu hale gelirsiniz diye, kendilerini eleştirecek olanları korkutuyorlar.

Aydınların şahsında okumanın, araştırmanın, düşünmenin, sorgulamanın hiçbir halta yaramadığı mesajını veriyorlar. Okusan da ne olacak, bak şunlar okumuş da ne olmuşa getiriyorlar. Toplumun gözünde entellektüel, aydın, okumuş sıfatlarını küçük düşürüyorlar. AKP milletvekillerinin de itiraf ettiği gibi, zaten AKP eğitim düzeyi düşük kesimden oy alıyor. Okumamış veya bir nedenle okuyamamış kesimin bu halini övüyorlar. Cahil kalalım ki kimse kimseyi uyandırmasın istiyorlar. Aykırı ses duymak istemiyorlar.

Ve en önemlisi, yaptıkları hukuksuzluğa, anti-demokratikliğe, toplumu da ortak ediyorlar. Onları suç ortağı yapıyorlar. İdeoloji uğruna hukuksuzluğu meşrulaştırmaya çalışıyorlar. Hükümet bunu zaten hep yapıyordu ama bu yolla, toplumu da bu çöküşe sürüklüyorlar. Eğer senin ideolojinden değilse, hukuku uygulamayabilirsin, karşındakinin demokratik haklarını engelleyebilirsin mesajı veriyorlar ve toplumdan da bunun onayını alıyorlar.

İnsan bir kere yanlış bir yola girdi mi çıkması zordur. Örneğin bir kere rüşvet aldıysanız, artık onun devamının geleceğine ve ahlaken çökeceğinize emin olabilirsiniz. Toplumsal boyutta ise geri dönüş çok daha zordur. Bir kere toplum ahlaksızlığa onay verdi mi geri dönüşü yoktur. Özal'ın anayasayı delmekle bir şey olmaz deyişi ile somutlaşan süreçtir, bugün Erdoğan'ın anayasayı tanımaması. O gün kimse buna dur demediği için bugün kimse yasayı hukuku takmıyor.

Demokrasi, insan hakları, hukuk, yasalar... Bunlar insanlara, ideolojisine göre uygulanamaz. Karşınızdaki sizin gibi düşünmüyor diye onu linç etmeye, küçük düşürmeye, susturmaya, hapse atmaya doğru gidiyorsanız veya buna destek veriyorsanız, bu ülkede artık hukuksuzluktan, hırsızlıktan, adaletsizlikten, anti-demokratik uygulamalardan şikayet etmeyeceksiniz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder