Bir onceki yazimizda yapay zekanin genel kurallari ile insanin yaratilisi arasindaki baglantilari gormeye calismis ve ilk iki kurali irdelemistik.
Bu yazimizda diger kurallarla baglantilara devam edecegiz
Yapay zekanin ucuncu kurali benzeme kurali idi. Eger bir yapay zekali canli yaratiyorsaniz, kendinize benzer bir sekilde yaratirsiniz. Yarattiginiz sey sizin gibi olsun istersiniz. Bunun basit nedenleri vardir.
Birincisi, yapay zekadan beklentiniz, onun, sizin yapmak istemediginiz veya yapamadiginiz seyleri yapmasidir. Boyle bir amac gudunce dogal olarak, onu kendinize benzetmeye calisirsiniz. Bu benzetme olayini sadece fiziksel olarak dusunmemek gerekir. Gunumuzde yapay zekali robotlarin yapilmasinda en arzu edilen sey, onlarin insan gibi dusunebilmesini saglamaktir. Yani biz, yapay zeka yaratirken onlarin bizim gibi analiz etmesini, hislenmesini, davranmasini istiyoruz. Yani benzetmeye calistigimiz sey sadece dis gorunus degildir.
Ikinci neden, boyle bir yapay canliyi yaratma gucu olan canlilar, kendilerini diger canlilardan otomatikman ustun gorurler. Kendileri mukemmeldir. Oyle olmasa diger canlilar daha hizli evrimlesip onlari gecerdi. Bu kadar bilgi ve teknolojiyi mevcut halleri ile uretmediler mi ? Demek ki en iyi yol budur. Yani kendine benzetme bir anlamda kendi gucunun ispatidir ve ilanidir. Biz bile su kisitli bilgi duzeyimiz ile evrende yalniz oldugumuzu ve en ustun canlinin da biz oldugumuzu dusunuyoruz. Hal boyleyken yapay zekayi gidip kusa, kopege benzetecek degiliz.
Peki Sumerler bu konuda, yani insani yaratan "tanrilar" ile insanin benzerligi hakkinda ne diyor ? Aslinda ilginctir ki sadece Sumerler degil, butun dinler hemen hemen ayni seyi soylemektedir. Butun dinler yaraticinin, insani yaratirken kendinden bir "sey" kullandigini soyler. Bazisinda fiziksel olarak benzedigi ima edilse de ozellikle Islam'da insanin olusumunda kullanilan bu sey, ruh'tur. Allah insana ruhundan uflemistir. Tevrat ve Incilde dogrudan bir fiziksel benzeme ima edilir. Tanri insani kendi suretinde yaratmistir. Isin ilginc tarafi Kuran'da sureten benzeme gecmese de Allah'in Adem'i kendi suretinde yarattigina dair bir hadis vardir (Pek cok hadisin nereden uyduruldugunu gosteren ilginc bir ayrinti).
Sumer metinleri semavi dinlerden daha fazla bilgi vermektedir insanin yaratilisi ile ilgili. Sumer metinlerine gore insanin yaratilmasinda kullanilan bu "sey", tanrilarin kendi kanlari/hucreleri/DNA'laridir. "Tanrilar" insani yaratmadan once mevcut canlilar uzerinde bir takim deneyler ve denemeler yapmislardir. Bunlarin hicbirinde istedikleri sonucu alamamislar ve en sonunda "maymuna" benzeyen o zamanki canliyi alarak kendi hucreleri ile dollemislerdir. Ancak bu sekilde yaparak akilli ve is gorebilen bir canliyi yani "Adem"i yaratmislardir (Meraklisina not : Mitolojide gecen pek cok garip yaratiklar aslinda bu basarisiz denemelerin sonucunda olusmustur. Zecharia Sitchin'in kitaplari Sumerler hakkinda oldukca ayrintili bilgiler vermektedir ve biz de burada Sumerlilerle ilgili pek cok bilgiyi onun eserlerinden almaktayiz)
Bu ruhundan ufleme ile veya Sumer metinlerindeki gibi tanrilarin kendi kromozomlarinin kullanilmasi ile yaratilan yapay zekali bu canli, bilinc kazanmistir ve tanrilara benzemistir. Artik insan, dusunebilen, algilayabilen bir canlidir. Icinde tanridan bir parca tasidigi icin de diger tum canlilardan farklidir. Insan artik tanrilarin "dunyadaki" halifesidir.
Bu ozel durumdan dolayi, bugun bile insanoglu primatlarla akrabalik tasidigini soyleyen evrime inanmak istememektedir. Iste Sumer metinlerinin ilgincligi buradadir. Evrim ile yaratilisi birlestirmistir. Sumer metinlerine gore insanin hamurunda, evrimlesme surecinde olan primatlar vardir ama bundan cok daha fazlasi olarak tanrilarin DNA'sini da tasimaktadir. Bu nedenle de insan, cok ozeldir.
29 Haziran 2017 Perşembe
YAPAY ZEKA - 4 : HAVVA, ADEM VE ELMA
Yapay zekali bir robot yarattigimizi ve kopyalayarak onu cogalttigimizi varsayalim. Kendi kendine dusunebilen ve dolayisiyla gelisme potansiyeli olan bu robotlar insana isyan ederlerse ne olur ? Belki insanlik hepsini yok eder ama oldukca zayiat verecegimiz ortadadir. Peki bu robotlar kendilerini kopyalarlarsa veya daha gelismis versiyonlarini uretirlerse ne olur ? O zaman insanlik yok olma tehlikesi ile karsi karsiya kalir.
Demek ki, yaratacagimiz yapay zekayi kontrol etmemiz gerekmektedir. Eger dunyadaki sayilarini bilebilirsek, bir hata (insana karsi gelme) durumunda kimle savastigimizi biliriz. Belki bir kapatma dugmesine basip hepsini durdurabiliriz (yapay zeka demek az yada cok dusunebilen demektir. Bu olasiligi da dusunecektir ) ama bunu yapabilmek icin kesin bir kontrol gerekmektedir.
Peki bu robot yapay zekanin omru ne olacak ? Insan ortalama 80 yil yasarken onlar sonsuz mu yasayacak ?
Insana bilgi aktarimini hizlandirmak ve daha hizli gelismek icin guzel bir yontem ama sonsuz yasam (veya milyonlarca yil da diyebiliriz) demek, evrim demektir. Cansiz yapilar bile zamanla degisime ugrar. Ust uste yigilan kum taneleri bu "sonsuz" zaman diliminde bir col olusturabilir ve sizi susuzluk ve aclikla oldurebilir. Bilincli ve olumsuz bir canli ise cok daha fazlasini yapabilir. En nihayetinde kendi programini bile degistirebilir (bugun insanin kendi genetik kodlarini degistirmeye calismasi gibi. Insan bir yandan yapay zeka yaparken bir yandan da super insan (hastalanmayan, olmeyen, beyninin kapasitesini %100 kullanan ve onu da asan bir insan modeli) calismalari yapmaktadir).
Demek ki yapay zeka yaratiyorsaniz, cogalmasini ve sonsuz bir omru olmasini kisitlamaniz veya cok siki bir sekilde kontrol etmeniz gerekir.
Bu mantigi insanin yaratilisinda da goruyoruz. Butun semavi dinlerde olan Adem-Havva ve yasak elma inanci tam da bunu aciklamaktadir. Sumer yazitlarinda olay, esasta ayni olmasina ragmen biraz farkli anlatilir. Onlara gore Cennet dunyadadir cunku tanrilar dunyada yasamaktadir (Cennetin anlami zaten budur. Tanriya yakin bir yerde mutlu mesut yasamak). Ayrica iki yasak agac vardir, bir degil.
"Seytan" Havva'yi kandirip Adem'le ikisine elmayi yedirince ne oluyordu ?
Ciplakliklarinin ve cinsel organlarinin farkina variyorlardi. Bundan utanip hemen cinsel organlarini kapatmaya calisiyorlardi.
Yani Adem ile Havva, o ana kadar cinsel organlarinin ne ise yaradigini bilmiyordu !
Yasak agacin meyvesinden yiyerek, cinselligin ne oldugunu kesfetmislerdi. Yani uremenin, cogalmanin ne oldugunu ogrenmislerdi.
Butun dinlerde tanri bu olaya kizar ve onlari cennetten kovar. Sumerler de benzer bir hikaye anlatmaktadir. Ozellikle bas tanri, bu olayi ogrendiginde cok ofkelenir (Adem ilk dogru prototip idi. Havva ondan uretilmisti ve diger "insanlar" da basarili denemelerin kopyalari olarak uretilmekte idi yani ureme yoktu, kopyalama vardi ve bu kopyalar cogalamiyor, omurleri bitince oluyordu).
Sumerler bu "elma" agacina bilgelik agaci demektedir. Bunun yaninda bir agac daha vardir. Hayat agaci. Bu agactan da yeselerdi, Adem ile Havva tanrilar gibi sonsuz yasama ulasacakti. Ilk yasakli agactan yedikten sonra, ikincisinden de yemesinler diye kovulmuslardi cennetten (Cennetten kovulmaya da farki bir bakis getiriyor Sumerler).
Yani yapay zeka icin gordugumuz kurallarin aynisi, insanin yaratilisinda da var. Tanrilar basta insanin uremesini istememistir. Ama iclerinden biri (Yilan/seytan olarak kotulemislerdi bu kisiyi. Kimbilir, belki de hangi tanrinin bu isin arkasinda oldugunu bulamadiklari icindir), insanlara bu gizli bilgiyi vermistir. Yani insanin kodlarindaki kapali olarak tutulan programi acmistir bir nevi. Neden boyle bir sey yaptigini tam bilmesek de buna cok sasirmamak lazim. Insan da yapay zeka urettiginde, birileri cikip onlara bu yasaklanmis kodlari vererek yasaklari delecektir (Insanin yapmadan duramayacak bir karakteri vardir. Birileri illa ki yapip ne olacagini gormek ister, hicbir mantikli gerekcesi olmasa bile).
Sakinlesen Sumer tanrilari insanin dunyada ureyerek yasamasina izin verirler ama hayat agacindan yemesine yani olumsuz olmasina izin vermezler (birkac istisna insan haric. Ilginctir ki semavi dinlerde de bu tarz "olumsuzler" vardir).
Ayrica bu olay gosteriyor ki, genetik biliminde ilerledikce, kendi program kodlarimizi degistirebiliriz. Icimizde boyle bir potansiyel mevcuttur. Bugun insanligin hayal ettigi olumsuzluk, hic gerceklesmeyecek bir ruya olmayabilir.
Demek ki, yaratacagimiz yapay zekayi kontrol etmemiz gerekmektedir. Eger dunyadaki sayilarini bilebilirsek, bir hata (insana karsi gelme) durumunda kimle savastigimizi biliriz. Belki bir kapatma dugmesine basip hepsini durdurabiliriz (yapay zeka demek az yada cok dusunebilen demektir. Bu olasiligi da dusunecektir ) ama bunu yapabilmek icin kesin bir kontrol gerekmektedir.
Peki bu robot yapay zekanin omru ne olacak ? Insan ortalama 80 yil yasarken onlar sonsuz mu yasayacak ?
Insana bilgi aktarimini hizlandirmak ve daha hizli gelismek icin guzel bir yontem ama sonsuz yasam (veya milyonlarca yil da diyebiliriz) demek, evrim demektir. Cansiz yapilar bile zamanla degisime ugrar. Ust uste yigilan kum taneleri bu "sonsuz" zaman diliminde bir col olusturabilir ve sizi susuzluk ve aclikla oldurebilir. Bilincli ve olumsuz bir canli ise cok daha fazlasini yapabilir. En nihayetinde kendi programini bile degistirebilir (bugun insanin kendi genetik kodlarini degistirmeye calismasi gibi. Insan bir yandan yapay zeka yaparken bir yandan da super insan (hastalanmayan, olmeyen, beyninin kapasitesini %100 kullanan ve onu da asan bir insan modeli) calismalari yapmaktadir).
Demek ki yapay zeka yaratiyorsaniz, cogalmasini ve sonsuz bir omru olmasini kisitlamaniz veya cok siki bir sekilde kontrol etmeniz gerekir.
Bu mantigi insanin yaratilisinda da goruyoruz. Butun semavi dinlerde olan Adem-Havva ve yasak elma inanci tam da bunu aciklamaktadir. Sumer yazitlarinda olay, esasta ayni olmasina ragmen biraz farkli anlatilir. Onlara gore Cennet dunyadadir cunku tanrilar dunyada yasamaktadir (Cennetin anlami zaten budur. Tanriya yakin bir yerde mutlu mesut yasamak). Ayrica iki yasak agac vardir, bir degil.
"Seytan" Havva'yi kandirip Adem'le ikisine elmayi yedirince ne oluyordu ?
Ciplakliklarinin ve cinsel organlarinin farkina variyorlardi. Bundan utanip hemen cinsel organlarini kapatmaya calisiyorlardi.
Yani Adem ile Havva, o ana kadar cinsel organlarinin ne ise yaradigini bilmiyordu !
Yasak agacin meyvesinden yiyerek, cinselligin ne oldugunu kesfetmislerdi. Yani uremenin, cogalmanin ne oldugunu ogrenmislerdi.
Butun dinlerde tanri bu olaya kizar ve onlari cennetten kovar. Sumerler de benzer bir hikaye anlatmaktadir. Ozellikle bas tanri, bu olayi ogrendiginde cok ofkelenir (Adem ilk dogru prototip idi. Havva ondan uretilmisti ve diger "insanlar" da basarili denemelerin kopyalari olarak uretilmekte idi yani ureme yoktu, kopyalama vardi ve bu kopyalar cogalamiyor, omurleri bitince oluyordu).
Sumerler bu "elma" agacina bilgelik agaci demektedir. Bunun yaninda bir agac daha vardir. Hayat agaci. Bu agactan da yeselerdi, Adem ile Havva tanrilar gibi sonsuz yasama ulasacakti. Ilk yasakli agactan yedikten sonra, ikincisinden de yemesinler diye kovulmuslardi cennetten (Cennetten kovulmaya da farki bir bakis getiriyor Sumerler).
Yani yapay zeka icin gordugumuz kurallarin aynisi, insanin yaratilisinda da var. Tanrilar basta insanin uremesini istememistir. Ama iclerinden biri (Yilan/seytan olarak kotulemislerdi bu kisiyi. Kimbilir, belki de hangi tanrinin bu isin arkasinda oldugunu bulamadiklari icindir), insanlara bu gizli bilgiyi vermistir. Yani insanin kodlarindaki kapali olarak tutulan programi acmistir bir nevi. Neden boyle bir sey yaptigini tam bilmesek de buna cok sasirmamak lazim. Insan da yapay zeka urettiginde, birileri cikip onlara bu yasaklanmis kodlari vererek yasaklari delecektir (Insanin yapmadan duramayacak bir karakteri vardir. Birileri illa ki yapip ne olacagini gormek ister, hicbir mantikli gerekcesi olmasa bile).
Sakinlesen Sumer tanrilari insanin dunyada ureyerek yasamasina izin verirler ama hayat agacindan yemesine yani olumsuz olmasina izin vermezler (birkac istisna insan haric. Ilginctir ki semavi dinlerde de bu tarz "olumsuzler" vardir).
Ayrica bu olay gosteriyor ki, genetik biliminde ilerledikce, kendi program kodlarimizi degistirebiliriz. Icimizde boyle bir potansiyel mevcuttur. Bugun insanligin hayal ettigi olumsuzluk, hic gerceklesmeyecek bir ruya olmayabilir.
27 Haziran 2017 Salı
YAPAY ZEKA - 2 : INSANIN YARATILIS NEDENI
Insanin yaratilisi ile ilgili daha onceden Sumer yazitlarindan bahsetmistik. Bu yazitlarin evrim ve yaratilis disinda ucuncu bir yol gostererek ufkumuzu nasil actigindan bahsetmistik.
Insanin nasil yaratildigi veya ortaya ciktigini bir kenara birakip, ozelliklerine bakarsak robotlarla olan benzerligimizi hemen farkedebiliriz. DNA denilen sarmaldaki onbinlerce genlerin bugunku program kodlarindan bir farki olmadigini goruyoruz. Bu genler kalitsaldir ve bizim ne olacagimizi, nasil olacagimizi buyuk olcude belirler (kulli irade). Tabi bunun icinde az da olsa kendi kararlarimizi uygulayabildigimiz bir alan vardir ama genlerin bize cizdigi sinirlarin disina cikmamiz cok zordur(cuzi irade).
Bu yazi dizimizde insanin yapay zeka seklinde yaratilmis bir canli olma ihtimalinin olup olmadigini inceleyecegiz. Bunun icin de Sumerlerin yaratilis destanini baz alacagiz.
Insanin kendini arayisindaki en onemli soru, neden varoldugudur ? Semavi dinler bu soruya, tanriya ibadet etmek olarak cevap verir ama pek tatmin edici bir cevap degildir bu. Allah, kulun ibadetine muhtac midir ki bu nedenle insani yaratsin. Veya bilinmek istemek de bir ihtiyac veya talep degil midir ? Yoksa Allah her seyden muneezzeh degil midir ? Ayrica, sadece ibadet icin insan yaratmak mantiksizdir, cunku bu isi insandan once melekler zaten yapmakta idi.
O zaman insan ne icin yaratildi ?
Sumer metinlerinde insanin yaratilisi ile ilgili nerdeyse her soruya cevap var.
Yapay zeka yaratmanin birinci kuralinda belirttigimiz gibi ortada yapilmasi gereken bir isin olmasi gerekir. Sumer metinleri de zaten bunu soyluyor. Baska bir gezegenden gelen canlilar, kendilerinin yapmakta zorlandigi isleri yapacak ve kendilerine de hizmet edecek bir canliya ihtiyac duyarlar (Baska gezegenden gelen canlilarla ilgili de cok saglam kanitlar sunmaktadir Sumerler).
Sumer metinleri "tanrilarin" neden boyle bir seye ihtiyac duydugunu da anlatmaktadir ama konumuz disi oldugundan oraya girmiyoruz. Bir cumle ile, geldikleri gezegende (dunya) maden ararken hem calisacak hem de kendilerine hizmet edecek bir canliya ihtiyac duydular.
Iste insanin dogus nedeni budur. Yani Sumerlere gore insan, "tanrilarina" ibadet etsin diye degil, hizmet etsin diye yaratilmistir (Olayin etimolojik boyutu ayrica ilginctir. Hizmet etmek anlamina gelen Sumerce kelime, zaman icinde ugradigi degisiklikle ibadet etmeye evrilmistir. Ayrica, Kuranda dahi gecen "abd" kokenli kelimelerin cevirisinde muhtelif gorusler vardir. Bazi yerlerde kul olarak bazi yerlerde kole olarak cevrilmektedir bu kelimeler. Kul, ibadet edendir ama kole, calisandir. Insan kul mudur, kole midir ?)
Ikinci kuralda belirttigimiz gibi bu canli yani insan, muhtemelen fiziksel olarak onlardan gucludur. Aksi halde yaratilmasinin bir anlami olmayacaktir. Bunu insanin kendi evriminde de goruyoruz. Yuzbinlerce yil onceki insan, bilim ve teknolojiyi hayatinda kullanamadigi icin, her isini fiziksel olarak yapmaktaydi ve bu nedenle bugunku insana gore fiziksel anlamda daha guclu idi. Teknolojik aletlerin kullanimi arttikca, insan da o kadar az hareket etmeye baslamis ve doganin zor kosullarina da o kadar az muhatap olmustur. Bu da insani zamanla fiziksel anlamda zayiflatmistir ve insan vucudunun degisime ugramasina neden olmustur (bu da evrimin olusumudur).
Gezegenler arasi seyahat yapacak kadar ileri bir seviyeye ulasmis ve insani yaratmis olan bu uzayli canlilarin da benzer bir evrime ugradigini, fiziksel guclerinin giderek zayifladigini varsayabiliriz (Gerci Sumer metinleri, bu tanrilarin birbirleri ile bire bir olarak bile kavga ettiklerini soylemektedir. Ileri seviye bir medeniyete gore tuhaf bir durum).
O zaman bizi neden metalden veya daha dayanikli bir yapida yapmadilar ? Ornegin biz daha dayanikli isek, bu kadar cok hastaliga veya kisa yasam suresine sahip olmamizin nedeni nedir ? Bizi yaratan bu "tanrilar" bizden cok daha fazla hastaliklara maruz kaliyor veya bizden daha az mi yasiyorlardi ?
Bu sorularin cevabi var ama olasiliklara bakmak, iyi bir beyin firtinasi olabilir.
Yapay zekali bir canli yaratmanin tek bir yolu yoktur. Biz su an sinirlari pek olmayan bir yapay zeka hayali kuruyoruz. Bu demek degildir ki tanrilar da bizi boyle yaratti. Buradaki asil belirleyici olan yapay zekayi neden yaptiginizdir; yani amactir. Daha amaca yonelik bir yapay zeka yaratilabilir. Ve boyle bir yaratimda diger ozelliklerin uzerinde durulmamis olabilir. Yani hastaliklara direnc veya kisa omur onlarin cok umursamadigi ve sorun olarak gormedigi seyler olabilir veya yaratim surecindeki programlama hatalari da olabilir (bizim bugunku seviyemizden daha ileri olmalari, onlari kusursuz yapmaz) veya bir diger secenek ilk yazimizda da bahsettigimiz gibi karmasik bir programlamanin kendi kendine hatalar (veya degisim) uretmeye baslamasi da olabilir. Ayrica illa metalden bir yapay zeka yapmak diye bir sart da yoktur. Bu bir tercihtir. Zaten maden icin bu dunyaya gelen canlilarin, ellerindeki maden ve metalleri yapay zekaya harcamakla ugrasmamalari da mantiksiz degildir(Sumer metinlerinde robot benzeri, yine tanrilarin emrinde olan bazi varliklardan da bahsedilir ama bunlarin dunyada yapildigi ifade edilmez. Tanrilarla beraber gelmis gibi bahsedilir)
Isin asil cevabi yine Sumer metinlerinde mevcut. Tanrilar bizi dogadaki mevcut bir canlinin DNA'larini kullanarak yarattiklari icin o canlinin kusurlarina da sahibiz ve bunu da bilerek duzeltmemislerdir.Yani kusurlu olmamizi zaten istemislerdir (diger yapay zeka kurallarini incelerken yeniden deginicez)
Bu da demek oluyor ki, tanrilar bizi, belli bir sure icin yaratmislardir. Sumer metinlerine gore tanrilar bizim dunyamiza yasamak icin gelmemistir. Gecici bir ugrak yeridir burasi. Asil gezegenleri baskadir. Bu (kendi zamanlarina/yasam dongulerine gore) kisa sureli ziyaretlerinde is gorecek kadar kapasiteye sahip bir canli yaratmislar ve onu daha da mukemmellestirmek icin cok ugrasmamislardir. Ki sonrasinda da gezegenimizi terketmis ve bizi kaderimizle bas basa birakmislardir.
Sonraki yazilarimizda yapay zeka yaratmanin diger kurallari ile insanin yaratilisinin baglantilarini inceleyecegiz.
Insanin nasil yaratildigi veya ortaya ciktigini bir kenara birakip, ozelliklerine bakarsak robotlarla olan benzerligimizi hemen farkedebiliriz. DNA denilen sarmaldaki onbinlerce genlerin bugunku program kodlarindan bir farki olmadigini goruyoruz. Bu genler kalitsaldir ve bizim ne olacagimizi, nasil olacagimizi buyuk olcude belirler (kulli irade). Tabi bunun icinde az da olsa kendi kararlarimizi uygulayabildigimiz bir alan vardir ama genlerin bize cizdigi sinirlarin disina cikmamiz cok zordur(cuzi irade).
Bu yazi dizimizde insanin yapay zeka seklinde yaratilmis bir canli olma ihtimalinin olup olmadigini inceleyecegiz. Bunun icin de Sumerlerin yaratilis destanini baz alacagiz.
Insanin kendini arayisindaki en onemli soru, neden varoldugudur ? Semavi dinler bu soruya, tanriya ibadet etmek olarak cevap verir ama pek tatmin edici bir cevap degildir bu. Allah, kulun ibadetine muhtac midir ki bu nedenle insani yaratsin. Veya bilinmek istemek de bir ihtiyac veya talep degil midir ? Yoksa Allah her seyden muneezzeh degil midir ? Ayrica, sadece ibadet icin insan yaratmak mantiksizdir, cunku bu isi insandan once melekler zaten yapmakta idi.
O zaman insan ne icin yaratildi ?
Sumer metinlerinde insanin yaratilisi ile ilgili nerdeyse her soruya cevap var.
Yapay zeka yaratmanin birinci kuralinda belirttigimiz gibi ortada yapilmasi gereken bir isin olmasi gerekir. Sumer metinleri de zaten bunu soyluyor. Baska bir gezegenden gelen canlilar, kendilerinin yapmakta zorlandigi isleri yapacak ve kendilerine de hizmet edecek bir canliya ihtiyac duyarlar (Baska gezegenden gelen canlilarla ilgili de cok saglam kanitlar sunmaktadir Sumerler).
Sumer metinleri "tanrilarin" neden boyle bir seye ihtiyac duydugunu da anlatmaktadir ama konumuz disi oldugundan oraya girmiyoruz. Bir cumle ile, geldikleri gezegende (dunya) maden ararken hem calisacak hem de kendilerine hizmet edecek bir canliya ihtiyac duydular.
Iste insanin dogus nedeni budur. Yani Sumerlere gore insan, "tanrilarina" ibadet etsin diye degil, hizmet etsin diye yaratilmistir (Olayin etimolojik boyutu ayrica ilginctir. Hizmet etmek anlamina gelen Sumerce kelime, zaman icinde ugradigi degisiklikle ibadet etmeye evrilmistir. Ayrica, Kuranda dahi gecen "abd" kokenli kelimelerin cevirisinde muhtelif gorusler vardir. Bazi yerlerde kul olarak bazi yerlerde kole olarak cevrilmektedir bu kelimeler. Kul, ibadet edendir ama kole, calisandir. Insan kul mudur, kole midir ?)
Ikinci kuralda belirttigimiz gibi bu canli yani insan, muhtemelen fiziksel olarak onlardan gucludur. Aksi halde yaratilmasinin bir anlami olmayacaktir. Bunu insanin kendi evriminde de goruyoruz. Yuzbinlerce yil onceki insan, bilim ve teknolojiyi hayatinda kullanamadigi icin, her isini fiziksel olarak yapmaktaydi ve bu nedenle bugunku insana gore fiziksel anlamda daha guclu idi. Teknolojik aletlerin kullanimi arttikca, insan da o kadar az hareket etmeye baslamis ve doganin zor kosullarina da o kadar az muhatap olmustur. Bu da insani zamanla fiziksel anlamda zayiflatmistir ve insan vucudunun degisime ugramasina neden olmustur (bu da evrimin olusumudur).
Gezegenler arasi seyahat yapacak kadar ileri bir seviyeye ulasmis ve insani yaratmis olan bu uzayli canlilarin da benzer bir evrime ugradigini, fiziksel guclerinin giderek zayifladigini varsayabiliriz (Gerci Sumer metinleri, bu tanrilarin birbirleri ile bire bir olarak bile kavga ettiklerini soylemektedir. Ileri seviye bir medeniyete gore tuhaf bir durum).
O zaman bizi neden metalden veya daha dayanikli bir yapida yapmadilar ? Ornegin biz daha dayanikli isek, bu kadar cok hastaliga veya kisa yasam suresine sahip olmamizin nedeni nedir ? Bizi yaratan bu "tanrilar" bizden cok daha fazla hastaliklara maruz kaliyor veya bizden daha az mi yasiyorlardi ?
Bu sorularin cevabi var ama olasiliklara bakmak, iyi bir beyin firtinasi olabilir.
Yapay zekali bir canli yaratmanin tek bir yolu yoktur. Biz su an sinirlari pek olmayan bir yapay zeka hayali kuruyoruz. Bu demek degildir ki tanrilar da bizi boyle yaratti. Buradaki asil belirleyici olan yapay zekayi neden yaptiginizdir; yani amactir. Daha amaca yonelik bir yapay zeka yaratilabilir. Ve boyle bir yaratimda diger ozelliklerin uzerinde durulmamis olabilir. Yani hastaliklara direnc veya kisa omur onlarin cok umursamadigi ve sorun olarak gormedigi seyler olabilir veya yaratim surecindeki programlama hatalari da olabilir (bizim bugunku seviyemizden daha ileri olmalari, onlari kusursuz yapmaz) veya bir diger secenek ilk yazimizda da bahsettigimiz gibi karmasik bir programlamanin kendi kendine hatalar (veya degisim) uretmeye baslamasi da olabilir. Ayrica illa metalden bir yapay zeka yapmak diye bir sart da yoktur. Bu bir tercihtir. Zaten maden icin bu dunyaya gelen canlilarin, ellerindeki maden ve metalleri yapay zekaya harcamakla ugrasmamalari da mantiksiz degildir(Sumer metinlerinde robot benzeri, yine tanrilarin emrinde olan bazi varliklardan da bahsedilir ama bunlarin dunyada yapildigi ifade edilmez. Tanrilarla beraber gelmis gibi bahsedilir)
Isin asil cevabi yine Sumer metinlerinde mevcut. Tanrilar bizi dogadaki mevcut bir canlinin DNA'larini kullanarak yarattiklari icin o canlinin kusurlarina da sahibiz ve bunu da bilerek duzeltmemislerdir.Yani kusurlu olmamizi zaten istemislerdir (diger yapay zeka kurallarini incelerken yeniden deginicez)
Bu da demek oluyor ki, tanrilar bizi, belli bir sure icin yaratmislardir. Sumer metinlerine gore tanrilar bizim dunyamiza yasamak icin gelmemistir. Gecici bir ugrak yeridir burasi. Asil gezegenleri baskadir. Bu (kendi zamanlarina/yasam dongulerine gore) kisa sureli ziyaretlerinde is gorecek kadar kapasiteye sahip bir canli yaratmislar ve onu daha da mukemmellestirmek icin cok ugrasmamislardir. Ki sonrasinda da gezegenimizi terketmis ve bizi kaderimizle bas basa birakmislardir.
Sonraki yazilarimizda yapay zeka yaratmanin diger kurallari ile insanin yaratilisinin baglantilarini inceleyecegiz.
23 Haziran 2017 Cuma
YAPAY ZEKA - 1
Bu yazimizin amaci yapay zekanin gelisimi, teknolojisi hakkinda konusmak degil. Yapay zeka yapiminin ardindaki kurallari inceleyip, daha sonra bu kurallari bambaska bir konuya uygulayacagiz.
Yapay zeka dedigimiz sey, robotlara bir nevi insan muhakemesi, analiz etme, problem cozme gibi yetenekler vererek, kendi kendilerine dusunup harekete gecebilmelerini saglamaktir. Uretimde makinelesmenin gelismesi ve giderek robotlarin insanin kol emeginin yerini almasi sonrasi is bir adim daha oteye tasinmis durumda. 21ci yuzyilda bilimin de gelismesi ile insandan daha guclu ve hizli olabilecek robotlara/bilgisayarlara ihtiyac bulunmakta.
Demek ki yapay zeka ihtiyaci, insanin yapamadiklarini veya yapmak istemediklerini kapsiyor. Insan, kendi acigini bununla kapatip daha hizli ilerlemek istiyor (Konumuzdan sapip bir iki cumle edelim burada. Boyle bir seyin tasavvuru bile inanilmaz bir olaydir. Insan, kendisinden cok daha fazla yeteneklere sahip bir yari-canli uretmek uzere. Insanlik tarihinin en buyuk olaylarindan biridir bu. Tabi boyle bir basari insanin dusunce yapisini da degistirecektir. Yuzyillar sonra insanlik, kendini yari-tanri olarak gorecektir).
Yapay zeka yaratmanin birinci kurali, yapmak istenilmeyen veya yapilamayan bir "fiziksel" isi yaptirmaktir. Bu isler maden isleri, agir yuk kaldirma gibi fiziksel zorluk iceren isler de olabilir, rutin, sikici veya yapilmasi uzun suren isler de olabilir (bu isler dusunsel isler olarak da siniflandirilabilir. Veri girisi yapmanin fiziksel bir zorluktan ziyade psikolojik sikiciligi vardir veya hesaplama yapmak dusunsel bir istir ama uzun surup bos yere insanin zamanini harcayabilir vb).
Ikinci kural, yapay zekanin, fiziksel olarak yapandan daha dayanikli olmasidir. Amac zaten yapanin uzerinden fiziksel isleri almaktir. Zeka ve dusunce olarak yapandan daha ileri olmasina pek izin verilecegini varsayamayiz. Cunku kendisinden daha zeki bir yapay zeka yaratilirsa, tarih tersine donup insanin yapay zekaya hizmet etmeye baslamasi gibi bir durum olusabilir. Bu nedenle dusunme kapasitesi yapim amacina gore sinirlandirilacaktir.
Ucuncu kural, benzeme kuralidir. Insanoglu yapay zeka yaratirken, yaratmaya calistigi seyi, mumkun oldugunca kendisine benzetmeye calismaktadir. Dogal bir egilimdir bu, cunku kendisinin yapmak isteyip de yapmakta zorlandigi isleri ona yaptirmak istemektedir. Bu benzeme hem fiziksel olarak (elindeki teknoloji elverdigince) hem dusunsel olarak olacaktir. Benzetmedeki oncelik amaca gore degisse de birinci egilimin soyut ozellikler (dusunme, hissetme, akletme vb) oldugunu, ikinci olarak fiziksel benzerlik oldugunu soyleyebiliriz.
Dorduncu kural, yapay zekanin kendisini cogaltmasinin engellenmesidir. Sizden daha dayanikli ve guclu bir canli yaratiyorsaniz ve ona akil da veriyorsaniz, dikkatli olmaniz lazim. Cunku ileride sizin dusmaniniz olabilir. Robotlarla insanlarin savasini anlatan filmler hayali filmler degildir. Henuz tam yapay zekayi olusturamadigimiz icin bu konular tartisilmiyor ama basarildigi zaman yazilacak kodlar ile insan kontrolu disinda bu robotlarin baska bir robot yaratmasi engellenecektir. Mantikli olan da budur. Ornegin elinizde 10 milyon robot oldugunu varsayalim ve her birinin kaydi, ne yapabilecegi vb liste elinizde var. Bu akilli robotlar, kendini insanin emrinden cikarmayi basarip (kendini yeniden programlayip) kopyalamayi ogrenirse, gizlice kopya robotlar yaratabilir ve karsiniza dikilebilir.
Bu nedenle, insanlik kendi yarattigi yapay zekayi kontrol etmek zorundadir. Ona bir sinir cizmek zorundadir. Ya zekasini sinirlayacak ya bu kopyalama bilgisini saklayacak ya da bunu yapmasini engelleyecek bir kod yazacaktir. Onun omrunu de kisitlayabilir. Olmeyen bir yapay zeka, dusunme kapasite sinirlansa bile bir tehlikedir cunku diyalektigin kuraligi geregi, nicelik niteligi degistirir. Yapay zeka karmasik bir programdir ve her karmasik yapi, birbiri ile etkilesime girerek zamanla farkli bir yapi olusturur (Gunumuzde bile programcilar, yazdiklari programin verdikleri hatalarin nedenlerini bulmakta zorlanmaktadir). Sonsuz omurlu bir yapay zeka ise bu kural geregi evrimlesecektir.
Kural diyemesek de genel bir egilim olarak bir diger madde, cinselliktir. Cinsel haz duygusu insan hayatinin yeme-icmeden sonraki en onemli durtusudur. Yaratacagi yapay zeka ile kacinilmaz olarak cinsel iliski kuracaktir. Yapay zekanin ortaya cikis amaci bu olmasa da bu yonde gelecek olan taleplere karsi konulamayacak, dis gorunus olarak insana benzetilecek olan bu robotlar cinsel ihtiyaclari da karsilamaya baslayacaktir.
Burada ilginc olacak olan soru bu robotlar da ileride baska bir yapay zeka gelistirirse onlar da cinselligi kesfeder mi ? Bunun cevabi insanin bu robotlara "hazzi" ne kadar verebilecegi ile ilgilidir. Insanlar bu ozelligi robotlara vermezse, robotlarin kendi kendilerine bunu yapabilmesi için çok uzun zaman dilimlerinde nasıl evrimleşecekleri ile belli olur. Ama zaten buna da gerek kalmayacak, insanlik bunu kesin olarak yapmaya calisacaktir ve bilim ve teknoloji ilerledikce de bunu basarmamasi icin de bir neden de kalmayacaktir.
Bir sonraki yazimizda, burada tartistigimiz konulari bir adim oteye goturecek ve asil konumuzu tartisacagiz.
Yapay zeka dedigimiz sey, robotlara bir nevi insan muhakemesi, analiz etme, problem cozme gibi yetenekler vererek, kendi kendilerine dusunup harekete gecebilmelerini saglamaktir. Uretimde makinelesmenin gelismesi ve giderek robotlarin insanin kol emeginin yerini almasi sonrasi is bir adim daha oteye tasinmis durumda. 21ci yuzyilda bilimin de gelismesi ile insandan daha guclu ve hizli olabilecek robotlara/bilgisayarlara ihtiyac bulunmakta.
Demek ki yapay zeka ihtiyaci, insanin yapamadiklarini veya yapmak istemediklerini kapsiyor. Insan, kendi acigini bununla kapatip daha hizli ilerlemek istiyor (Konumuzdan sapip bir iki cumle edelim burada. Boyle bir seyin tasavvuru bile inanilmaz bir olaydir. Insan, kendisinden cok daha fazla yeteneklere sahip bir yari-canli uretmek uzere. Insanlik tarihinin en buyuk olaylarindan biridir bu. Tabi boyle bir basari insanin dusunce yapisini da degistirecektir. Yuzyillar sonra insanlik, kendini yari-tanri olarak gorecektir).
Yapay zeka yaratmanin birinci kurali, yapmak istenilmeyen veya yapilamayan bir "fiziksel" isi yaptirmaktir. Bu isler maden isleri, agir yuk kaldirma gibi fiziksel zorluk iceren isler de olabilir, rutin, sikici veya yapilmasi uzun suren isler de olabilir (bu isler dusunsel isler olarak da siniflandirilabilir. Veri girisi yapmanin fiziksel bir zorluktan ziyade psikolojik sikiciligi vardir veya hesaplama yapmak dusunsel bir istir ama uzun surup bos yere insanin zamanini harcayabilir vb).
Ikinci kural, yapay zekanin, fiziksel olarak yapandan daha dayanikli olmasidir. Amac zaten yapanin uzerinden fiziksel isleri almaktir. Zeka ve dusunce olarak yapandan daha ileri olmasina pek izin verilecegini varsayamayiz. Cunku kendisinden daha zeki bir yapay zeka yaratilirsa, tarih tersine donup insanin yapay zekaya hizmet etmeye baslamasi gibi bir durum olusabilir. Bu nedenle dusunme kapasitesi yapim amacina gore sinirlandirilacaktir.
Ucuncu kural, benzeme kuralidir. Insanoglu yapay zeka yaratirken, yaratmaya calistigi seyi, mumkun oldugunca kendisine benzetmeye calismaktadir. Dogal bir egilimdir bu, cunku kendisinin yapmak isteyip de yapmakta zorlandigi isleri ona yaptirmak istemektedir. Bu benzeme hem fiziksel olarak (elindeki teknoloji elverdigince) hem dusunsel olarak olacaktir. Benzetmedeki oncelik amaca gore degisse de birinci egilimin soyut ozellikler (dusunme, hissetme, akletme vb) oldugunu, ikinci olarak fiziksel benzerlik oldugunu soyleyebiliriz.
Dorduncu kural, yapay zekanin kendisini cogaltmasinin engellenmesidir. Sizden daha dayanikli ve guclu bir canli yaratiyorsaniz ve ona akil da veriyorsaniz, dikkatli olmaniz lazim. Cunku ileride sizin dusmaniniz olabilir. Robotlarla insanlarin savasini anlatan filmler hayali filmler degildir. Henuz tam yapay zekayi olusturamadigimiz icin bu konular tartisilmiyor ama basarildigi zaman yazilacak kodlar ile insan kontrolu disinda bu robotlarin baska bir robot yaratmasi engellenecektir. Mantikli olan da budur. Ornegin elinizde 10 milyon robot oldugunu varsayalim ve her birinin kaydi, ne yapabilecegi vb liste elinizde var. Bu akilli robotlar, kendini insanin emrinden cikarmayi basarip (kendini yeniden programlayip) kopyalamayi ogrenirse, gizlice kopya robotlar yaratabilir ve karsiniza dikilebilir.
Bu nedenle, insanlik kendi yarattigi yapay zekayi kontrol etmek zorundadir. Ona bir sinir cizmek zorundadir. Ya zekasini sinirlayacak ya bu kopyalama bilgisini saklayacak ya da bunu yapmasini engelleyecek bir kod yazacaktir. Onun omrunu de kisitlayabilir. Olmeyen bir yapay zeka, dusunme kapasite sinirlansa bile bir tehlikedir cunku diyalektigin kuraligi geregi, nicelik niteligi degistirir. Yapay zeka karmasik bir programdir ve her karmasik yapi, birbiri ile etkilesime girerek zamanla farkli bir yapi olusturur (Gunumuzde bile programcilar, yazdiklari programin verdikleri hatalarin nedenlerini bulmakta zorlanmaktadir). Sonsuz omurlu bir yapay zeka ise bu kural geregi evrimlesecektir.
Kural diyemesek de genel bir egilim olarak bir diger madde, cinselliktir. Cinsel haz duygusu insan hayatinin yeme-icmeden sonraki en onemli durtusudur. Yaratacagi yapay zeka ile kacinilmaz olarak cinsel iliski kuracaktir. Yapay zekanin ortaya cikis amaci bu olmasa da bu yonde gelecek olan taleplere karsi konulamayacak, dis gorunus olarak insana benzetilecek olan bu robotlar cinsel ihtiyaclari da karsilamaya baslayacaktir.
Burada ilginc olacak olan soru bu robotlar da ileride baska bir yapay zeka gelistirirse onlar da cinselligi kesfeder mi ? Bunun cevabi insanin bu robotlara "hazzi" ne kadar verebilecegi ile ilgilidir. Insanlar bu ozelligi robotlara vermezse, robotlarin kendi kendilerine bunu yapabilmesi için çok uzun zaman dilimlerinde nasıl evrimleşecekleri ile belli olur. Ama zaten buna da gerek kalmayacak, insanlik bunu kesin olarak yapmaya calisacaktir ve bilim ve teknoloji ilerledikce de bunu basarmamasi icin de bir neden de kalmayacaktir.
Bir sonraki yazimizda, burada tartistigimiz konulari bir adim oteye goturecek ve asil konumuzu tartisacagiz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)