Yapay zeka ile ilgili ilk yazılarımızda insanın yaratılış nedenlerini, nasıl ve neden bu biçimde yaratıldığını, yaşam amacını incelemiştik. Insan ile yapay zekanin birbirine benzerligini gostermis ve insanin aslinda yapay zekali bir robot olarak tasarlandigini ileri surmustuk.
Bundan sonraki yazılarımızda bu konuyla bağlantılı olan ve günümüzde de hala geçirliliği olan bazı davranışları ve inançları inceleyeceğiz.
Kurban bayramı olması nedeniyle bu yazıda kurbanı ele alacağız.
Kurban ritüeli uzun tarihler boyunca var olan bir gelenek ve ibadet. Nerdeyse dunyanin heryerinde de gormek mumkun. Bu kadar derin izleri olan bir gelenegin kökeni nedir ? Binlerce yıllık bu gelenek nerden gelmektedir ? Neden kurban kesiyoruz ?
Önceki yazılarımızda belirttiğimiz gibi insanın yaratılış amacı tanrılara hizmet etmektir, ibadet etmek değil. Bu hizmet, tanrilarin ihtiyac duydugu madenleri cikartmak, tasimak vb isler oldugu gibi tanrıların, doğal olarak, uğraşmaması gereken gündelik işleri de iceriyordu. Bu islerin icinde topraktan, agaclardan meyve ve sebzelerin toplanmasi, hayvan beslemek ve kesmek ve butun bunlardan yemek hazirlayip tanrilarin sofrasini kurmak da vardi. Ama butun bunlari insanlar zorla yapmiyordu. Bu, insanlık için bir onur ve mutluluk kaynağı idi. Kendi varligini borclu oldugu ve kendisinden kat kat ustun bir yaraticiya hizmet etmek her insanin isteyecegi bir seydi. Ustelik tanrilarin uzaginda çalışanlara göre tanrıların yanında çalışanların daha bir üstünlükleri vardı. Onlar her gun bilmedikleri bir sey goruyor ve ogreniyordu. En basidinden yemek hazirlamayi bile tanrilarindan ogreniyordu insanlar (Zaten sonradan oluşacak olan ruhban sınıfı (rahipler, bilginler, din adamları vb) bunlardan, yani tanrılara yakın olanlardan çıkacaktı).
Tanrılar tabi ki insanlardan ayrı yemek yerdi. Tüm hayvanların, meyvelerin, ickilerin en iyileri onlara giderdi. Hayvan kesip tanrılara sunma ve onların beğenilerini alma işi ilk bu şekilde çıkmıştı. Tanrilara surekli bir seyler sunulmaliydi cunku tanrilar acikiyordu (onceki yapay zeka yazilarinda bu durumdan, insan ve tanri benzerliginden bahsetmistik). Tanrilara yemek ve icki sunmak onlari mutlu ediyordu. Mutlu olan tanrilar da insanlara daha iyi davraniyor, onlarin kaderlerini iyi yonde degistiriyordu. Ama ofkelendiklerinde onlardan kacacak yer yoktu. Tanrilar ofkelenince insanlara felaket, aclik, hastalik, toplu kiyim gonderebiliyordu (Tipki bilgisayarinizda bir sey yapmak isteyip de bilgisayar yavasladiginda veya dondugunda, sinirlenip onu kirmak istememiz gibi). Bu nedenle onlari ofkelendirmemek gerekiyordu.
Sadece tanrilari kizdirmamak, onlari mutlu etmek degildi mesele. Tanrılardan isteği olanlar, onların huzuruna ellerini kollarını sallayarak çıkamazdı haliyle. Orasi cok yuksek bir makamdi. Tanrı huzuruna çıkmaya hak kazananlar (oncelikle, ruhban sinifindan gecmeleri gerekiyordu) yanlarında adakla gelmeleri, tanrılara yiyecek ve içecek getirmeleri, onları mutlu edip isteklerini yapmaları için gönüllerini hoş tutmaları gerekiyordu.
İşte kurbanın kökeni bu idi. Kendileri gibi dünyada yaşayan tanrılardan isteği olanlar adak adar, kurban keserdi. Veya tanrilarin ofkelerini dindirmek icin (bu ofkenin nedeni insanlar olmasa bile, etkilendiklerinden korkuyor ve birseyler yapma ihtiyaci duyuyorlardi). Tanrilarin dikkatlerini cekmelerini gerekiyordu. Iyi bir kul olduklarini gosterip onlari mutlu ederlerse dualarina karsilik alabilirlerdi. Aksi halde tanrilar, bu yapay zekali robotlarin fislerini cekebilirdi.
Daha önceden de bahsettiğimiz gibi tanrılar dünyayı terketmeye başladıklarında bu gelenek devam etti çünkü insanlar tanrılarının kendilerini izlediğini düşünüyorlardı. Is tapınaklara, tanrıların ayak bastığı kutsal mekanlara taşındı.İnsanlar artık tanrıların gıyabında adak adayıp dilekte bulunuyordu. Ruhban sınıfının, din adamlarının da en önemli görevi de bu idi. Onlar tanrılarla kullar arasında aracı idi. Onlar tanrıların yanında çalışanlar veya o çalışanlardan bilgileri birbirlerine aktararak alanlardı. Onlar, insanlara yol yordam gosteriyordu. Ruhban sinifi tanrilarla beraber oldugu icin, onlarin neyden sinirlendigini, neyden hoslandigini biliyordu. Dinin/inancin nasil olmasi gerektigini anlatiyorlardi. Kurbanin da nasil kesilmesi gerektigini insanlara onlar anlatiyordu.
Peki ama neden dünyanın farklı yerlerinde ve zamanlarında farklı kurban gelenekleri oluştu ?
Bunun da cevabını yazıtlardan bulabiliyoruz. Ortada pek çok tanrı vardı ve her buyuk tanrının da bir şehri vardı. Bütün tanrılar aynı şeyleri yemiyordu veya hoşlanmıyordu. Tıpkı insanlar gibi. Hangi tanrıya nelerin sunulacağının örneklerini yazıtlardan görebiliyoruz. Bu farklılıklar kurban geleneğinde de farklılıklar yarattı. Kurban illa bir hayvan olmak zorunda da değildi. Süs eşyası, bitki, meyve, icki (ozellikle sarap) vb de bu kapsama dahildi çünkü amaç tanrıyı memnun etmekti.Dua edilen tanrı neyden hoşlanıyorsa, o sunuluyordu.
Ayrıca zamanla, tanrılar dünyadan çekildikten sonra, iş ruhban sınıfına kaldı. İnançlara yeni yeni şeyler eklendi. Tıpkı İslamda Kuran harici oluşturulan ve bir sürü ayrıntı içeren hadisler veya tarikat görüşleri gibi. Bu durum da inanclarda ve uygulamalarda farkliliklar yaratti.
Peki insan kurban etme adeti nerden cikti ?
Insan kurban etme isi bize gore tanrilarin dunyayi terketmeye basladigi donemde ortaya cikmis olmalidir. Is, yukarida bahsettigimiz ruhban sinifina, onlarin yorumlarina kalmisti artik. Felaketler (deprem, sel, tufan vb), hastaliklar, kurakliklar vb doga olaylarinin elinden kurtulmaya calisan insanlar, tanrilara kurbanlarla dualar etmis ama cevap alamayinca kendi kendilerine baska cozum aramislardir. Isledikleri gunahtan dolayi tanrilarin kendilerini affetmediklerini dusunmus, daha sert tedbirler alma ihiyaci duymus, tanrilarin ofkesini ancak cok buyuk fedakarliklarla, insan kurban ederek gidereceklerini dusunmeye baslamis olmalidirlar.
Bundan ayri olarak, bereket elde etmek icin de topraktan ilk elde edilen urun, yeni dogan hayvanlarin ilki kurban olarak tanrilara sunuluyordu. Buyuk sonuclar almak veya buyuk felaketlere ugramamak icin sunulan kurbanin/fedakarligin da buyuk olmasi gerekiyordu. Ibrahim orneginde de goruldugu gibi insan kurban etme adeti basladiginda, nesil bereketi icin (erkek cocuk) ilk dogan cocugun da tanriya sunulmasi gelenegi baslamisti. Neyse ki Ibrahim ile bu gelenek sonlanmistir.
Ibrahim sayesinde inanc sistemi komple degismistir. Bunu yapay zekadan ayri olarak, Islam basligi altinda ayrica inceleyecegiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder