27 Kasım 2017 Pazartesi

BIR GELECEK ONGORUSU - 1

Gerek toplumsal olarak gerek bireysel olarak yasanti sekillerimiz hizla degisiyor. Her gun yeni bir teknoljik aletle tanisiyoruz. Yeni nesiller bizim alisik olmadigimiz davranislar sergiliyor. Yapay zeka geliyor vb.
Hayat hizla degisiyor ve insan gelecekte neler olacagini merak ediyor.

Tum bu olan bitenlere bakip gelecekte yasamin nasil olacagini tahmin edebiliriz. Dunden bugune cizilen yol, gelecekte nereye dogru gidecegimizi de gostermektedir.
Burada yapacagimiz ongoruler onumuzdeki 50 yilin degil, cok daha uzun vadeleri kapsayan bir degerlendirme olacaktir.

O zaman buyrun bir beyin firtinasina...

Son 10-20 yilin teknolojik buluslarina baktigimiz zaman bir sey dikkat cekiyor. Artik hic kimse zaman alici seyler icin ugrasmamaya basladi.

Annelerimizin en onemli faaliyetlerinden olan yemek yapma isi artik yok olmak uzere mesela. Markette hazir yiyecekler var. Hatta ona bile gerek yok. Internetten soyluyorsunuz, 30-40 dk'da yemek evinizde.
Bunun bir adim otesinde, yani gelecekte, bu isin daha da kisalacagini varsayabiliriz. Yemekler hap sekline burunecektir. Hem bizi doyuracak hem de istedigimiz damak tadini verecek.

Ayni sekilde kirlenmeyen giysiler bizi camasir ve utuden kurtaracak. Kendi kendini temizleyen evler gelecek. Yok beceremezsek bunu, ev robotlari devreye girecek.
Ev isleri yavas yavas tarih olacak.

Tum bu gidisat bize bir mesaj veriyor.
Bu mesaji baska bir ornekle daha iyi anlayabiliriz.

Yasadigimiz evlerin seklindeki onemli degisikligi farketmemek mumkun degil. Artik klasik evler yikilip yerlerine siteler yapilmakta.
Bu sitelerin en onemli ozelligi nedir ?
Herseyin icinde olmasi !
Spor salonu mu ? Var. Market/manav/kasap mi ? Var. Lokanta mi ? Var.

Peki ne mesaj vermektedir bu siteler bize ?

Bize diyorlarki, artik bu siteden disariya cikmana gerek yok. Herseyi ayagina getirdik. Isten cik, evine gel, trafikte oyalanma, rahat et. Artik yasam alanin burasi !

Peki insan iliskilerini nasil etkiledi bu siteler ve bu teknoljik degisimler ? Aile, akraba ziyaretleri ? Komsu iliskileri ?
Herkesin farkettigi gibi bunlar giderek azaliyor.
Peki yerini ne aliyor ?
Sanal sohbetler !

Yani artik cep telefonundan, bilgisayardan sohbet donemi basladi. Yuzyuze gorusmek sart degil.
Sinemaya mi gitmek istiyorsun. Nette var. Hatta arkadaslarinla ayni anda izleyip, yorumlar da yapabilirsin. Istersen tanimadigin binlerce insanla da tartisabilirsin.
Mac muhabbeti mi yapmak istiyorsun. Keza ayni sekilde.
Arkadasinla bulusup kahve icip sohbet mi etmek istiyorsun ? Netten/telefondan ona bir kahve emojisi gonder ve sohbet et. Bulusmana gerek yok.

Tabi gelecekte, bu da degisecek.
Arkadas diye bir sey olmayacak ileride, cunku sanal ortamda, tanimadigin binlerce, milyonlarca insana ulasabiliyorsun. Kimseyle samimi olmana yetecek zaman olmayacak. Bu da bugunku dostluk, arkadaslik kavramlarini ortadan kaldiracak.
Ki zaten kimse, ayni kisilerle uzun zaman gecirmek istemeyecek. Hersey anlik olacak. Simdi bir yerdeyken (internet sitesinde), birkac saniye sonra bambaska bir yerde olabiliyorsun artik. Degisim ve hiz hersey demek artik.

Orneklere devam edelim...

Yurtdisina seyahat mi etmek istiyorsun ? Hic gerek yok. Cunku her yer betonlasiyor. Gorecek bir sey kalmadi. Bunun yerine teknoloji, dunyanin tum guzelligini evinize getirecek. Yapilacak uc boyutlu animasyonlarla tum eviniz istediginiz sekle sanal olarak donusturulecek.
Yemyesil, goletli, kus civiltili bir yere mi gitmek istiyorsunuz ? Basin dugmeye tum odaniz o halde gozuksun.
Uzayda mi olmak istiyorsunuz ? Basin dugmeye, oturun koltuga, tum oda uzayda seyahat ediyormus izlenimi versin size.

Ya peki is hayati ? Sabah 8 aksam 6'ya ne olacak ?
O da kalkacak. Robotlar butun fiziksel isi yapacak. Insansiz fabrikalar bugun bile mevcut.
Drone teknolojisi de hizmet sektorunde nasil buyuk degisimler olacaginin en acik gostergesi.

Peki, butun bunlarin sonucunda, "uzak gelecekte", ne cikiyor ortaya ?

Matrix filmindeki insan tarlasina benzeyen bir dunyaya dogru gidiyoruz. Tum islerin tek bi odada/mekanda sanal olarak gorulecegi, kilini kipirtdatmanin dahi gerekmedigi bir dunya. Bir insanin digerini gercek anlamda hic gormeyecegi veya gormesine gerek olmadigi bir dunya. Robotlar ve teknolojinin diger nimetleri sayesinde, kimseye muhtac olmadan yasanabilecek bir dunya. Tum savaslarin, iktidar kavgalarinin sanal ortamdan yapilacagi bir dunya. Sanatin, sporun, eglencenin, isin, stresin, uzuntunun, sevincin tamamen sanal ortama tasindigi bir dunya. Fiziksel hareketin minimuma indigi bir dunya.

Bir hayal alemi.
Ama insanlarin gercek hayati olacak bir hayal alemi.

Boyle bir dunyaya tek engel, baska gezegenler kesfetme istegi olacaktir.

Devam edecegiz.

3 Kasım 2017 Cuma

BILISIM CAGINDA COCUK YETISTIRMEK

Yillar once Cocuklar Duymasin dizisi ilk ciktiginda en belirgin sahnelerinden birisi, Havuc'un surekli cep telefonu istemesi ama ailesinin buna izin vermeyisi idi. O zamanlar Havuc tabi kucuk oldugundan, dizide verilen mesaj, cocuklarin o yasta telefon ile ugrasmasi, onlarin dogru yetismesine engel teskil edecegi idi. Keza o donemlerde pek cok "ruh bilimci" bu yonde gorus bildirmis; cocuklarin cep telefonu, bilgisayar oyunu gibi teknolojik "tuzaklara" kapilmamalarini ogutlemislerdi.

Bu fikir hala cok degismis degil. Tek bir farkla : Artik cocuklarin cep telefonu ile oynamasina karsi konulamiyor ! Isteseler de istemeseler de bu duruma boyun egmis durumdalar.

Peki cocuklarin kisisel gelisimi icin onlari nasil yetistirmeliyiz ? Ellerine cep telefonu, tablet, bilgisayar verip butun gun onlarla oynamalari dogru mu ? Yoksa onlari sokaga mi cikarmak gerekiyor ? Yoksa sanat, kitap, muzik, sporla mi ugrasmalilar ?

Pek cok kisi icin cevap belli olsa da konu o kadar basit degil.

Egitim dedigimiz sey (ailede yada okulda) sadece ulkeden ulkeye degil, ayni ulkede bolgeden bolgeye de degisiyor. Peki cocuk yetistirmeyi belirleyen kistaslar neler ?
Din, dil, ebeveynlerin kultur duzeyi, ekonomik refah vb pek cok etken var. Ama asil belirleyici olan ne ?

Toplum bilimin cok net bir cevabi vardir bu soruya. Toplumun teknolojik ve ekonomik duzeyi ve iliskileri diger her seyi belirler. Ornegin tarim toplumunda yasiyorsaniz kaderci bir insan olursunuz. Anne babaya sayginin cok onemli oldugu, namus icin cinayetler isleyebilecek bir kulturun icine dogarsiniz. Etrafinizdaki cevre (toplum) ve ebeveynleriniz de sizi bu sekilde yetistirir. Eger bu ailelerden birine gidip örneğin, namus erkek egemen kültürün eseridir deyip onu önemsizleştirirseniz, sizi ahlaksizlıkla suçlayacaklardır.

Peki bu insanlarin karakterleri, kulturleri neden bu sekilde ?
Cunku tarim toplumunda yasamaktadirlar (bu davranislarin nedenlerini tarim-sanayi kulturu farklarini inceleyecegimiz bir yazimizda belirtecegiz).

Gunumuz sehir hayatinda yasayan, ekonomik durumu iyi, okumus yazmis olanlarin pek cogunda gorebilecegimiz davranislar nasildir peki ?
Kadin haklari ve esitligi, bireycilik, yaslilara ozel bir saygi duymama vb birkac tanesini sayabiliriz.

Peki siz boyle bir aileye gidip, cocugunuza buyukler konusunca susmasini ogretin derseniz ne der ? Size kesinlikle itiraz edecektir. Cocugun da evde digerleri kadar haklara sahip oldugundan dem vuracaktir. Kiz cocugu okumasin, evlensin evinin kadini olsun derseniz, sizi cahillikle suclayacaktır.

Peki bu insanlarin karakterleri, kulturleri neden bu sekilde ?
Cunku sanayi toplumunda yasamaktadirlar. Sanayi toplumunun yarattigi kultur onlarin karakteri ve bakis acisi olmustur.

Demek ki teknolojik seviye ve ekonomik yapi, hem kulturel duzeyi, hem aile yapisini hem de cocuk yetistirme seklini belirlemektedir.

O zaman bu konuda en ileri seviyede olan ulkeler su an hangi asamada ?

Artik sanayi toplumu asiliyor. Bilgi yada bilisim cagi denilen bir doneme giriliyor. Iste cocuklarimizdan uzak tutmaya calistigimiz telefonlar, tabletler, bilgisayarlar hep bu cagin araclari. Ve bu cag, kendi kulturunu yaratiyor. Bu kultur bizlerin yetisme tarzindan cok farkli.

Nasil ki koyde buyumus anne-babalarimiz, bizlerin yasantisini veya egilimlerini yadsidilarsa, bizler de bizden sonrakilerin bu egilimlerini kotu olarak nitelendiriyoruz. Butun gun telefon basinda, hic sokaga cikmiyor, kitap okumuyor vb sikayetler aslinda yeni cagin toplumu donusturme asamalari.

Her eskiyen ve unutulan gibi, bizler de, kendi cagimizin, kulturumuzun, yaptiklarimizin eskimesinden ve unutulmasindan korkuyoruz ve uzuluyoruz. Aksi egilimlerin yanlis oldugunu dusunuyoruz. Bu nedenle cocuklarimiza da, ne gorduysek onu vermeye calisiyoruz. Kendimizi demokratik ebeveynler saniyoruz ama elimizden geldigince onlari kisitliyoruz.

O zaman su soruyu da soralim ?
Turkiye sartlarinda cocuklarimizi nasil yetistiricez ?

Turkiye maalesef, tarim toplumundan sanayi toplumuna cok hizli gecmek zorunda kaldi. Gecebildi mi, o bile hala soru isaretidir. Bu da toplumda buyuk sarsintilar yaratti (dindarlarin direnisi ve tepkilerinin asil nedeni budur). Hal boyleyken bir de simdi bilgi cagi geldi. Bu da baska bir buhran yaratacak toplumun koklerinde.

Hayatin gerceklerinden kopamayiz. Eger Turkiye, bilgi toplumuna gecmeye hazir bir ulke olsaydi, yukaridaki sorunun cevabi da birakin cocuklariniz disari cikmasin, birakin basini telefondan kaldirmasin diyebilirdik ama madem ki Turkiye hala arada ve uzun bir sure de bu sekilde kalacak, o zaman cocuklarimiz da boyle bir cevreye hazir olacak sekilde yetismelidir. Ayakları kendi kültüründe sağlam duran, başı geleceğin kültürüne bakan melezler olmaya mahkumuz. 

Burada onemli olan ebeveynler olarak, yeni nesilin kulturunu tu kaka ilan etmeden, onlarin bu yeni kulture en hizli gecisini saglamaya acik olmaktir.