Hatırlayanınız var mı cep telefonsuz günlerimizi.
İnsanlara her an ulaşılamadığı için buluşma için önceden plan yapmak gerekirdi. Nerede, saat kaçta buluşulacağı belirlenir ve bismillah denilerek yola çıkılırdı. Olur da arkadaşın işi çıkar da gelmezse saatlerce bekleme durumu olabilirdi. Ama böyle durumlar olmazdı çünkü söz veren gelirdi işi de çıksa. Bilinirdi çünkü gitmezse, arkadaşın çok bekleyeceği
Artık öyle mi. Hatırlayın kaç buluşmada ekildiğinizi. Gelicem deyip de gelmeyen arkadaşlarınızı. Cep artık insanları yüzsüz yaptı. Nasıl olsa ararım, gelemeyeceğimi söylerim, beklemez gider demeye başladık. Söz verdim gideyim demek önemsiz hale geldi. Cep yüzünden verdiğimiz sözün arkasında durma erdemi kayboldu artık
Cep, bizi yalancı da yaptı. Cep yokken doğal olarak yüzyüze iletişim kullanılırdı çoğunlukla. Yüz yüzden utanır diye boşuna söylememişler. İnsan birinin gözlerine bakıp yalan söylemekten çekinir. İstenirse yine söylenir ama insanı zorlar neticede. Cep sayesinde artık birisinin yüzüne bakmadan konuştuğumuz için yalan söylemek daha kolay oldu. Mazeretler çoğaldı. Aşklar bile cepte bitiyor artık
Yüzyüze iletişimi bitirdiği için arkadaşlık duygularını da zayıflatıp yalnızlaştırdı insanları. Eskiden iki çift laf edebilmek için bir yerde buluşulup öyle sohbet edilirdi. Zamanla sohbetler de ceple yapılmaya başlanınca sosyal ilişkiler çökmeye başladı. Gözden ırak olan gönülden de ırak olur misali artık insanlar sevmeyi de unuttu.
Eskiden, birisiyle konuşmak istiyorsanız ev telefonundan aramanız gerekirdi. Ev telefonu demek kural demekti. Öyle istediğiniz saatte arayamazdınız. Evde uyuyan olabilirdi. Hem sabah hem akşam. Rahatsız etmeyelim bu saatte denirdi. Özellikle geç saatte ev telefonu çaldığından bu kötü bir olayın habercisi sayılırdı, bir ölüm haberi gibi. Cep ile artık bu da kalktı. Umursamazlık geldi insanlara. Karşıdaki insanı düşünmektense kendi derdini anlatmak daha önemliymiş gibi bir hal aldı.
Mektup yazılırdı eskiden. Hal hatır sorulur, selamlar edilir, dertler dile getirilirdi. Sakince yapılırdı bunlar, acele edilmeden. Uzun uzun yazabilirdi insanlar derdini, düşüncesini, sevgisini. Cep çıkınca bir de kısa mesajlar çıktı. Mesaja anında cevap geleceği için kısa cümleler kurulmaya başlandı (Eh iki mesaj atmanın çift kontör yazması da etkili de oldu tabi). Yani zaman hızlandı. Bu hızlanma insanın diğer işlerini de böyle hızlı yapmasına neden oldu. Farkında olmadan telaşı ve huzursuzluğu koymuş olduk ruhumuza.
Cep telefonunun faydaları da zararları da saymakla bitmez. Fakat teknoloji o kadar hızlı ilerliyor ki nereden geldiğimizi unutur olduk. Nerden geldiğini unutan anılarını da ve kendini de unutur. Kendimizi unutmaya başladık. Kim olduğumuzu, ne yaşadığımızı, nereye gittiğimizi. Akan bir ırmakta sürüklenen kum taneleri gibiyiz.
O halde sormamız lazım, ben kimim, ne kadar özgürüm diye.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder