23 Mart 2016 Çarşamba

AHLAKSIZLIK VE CEHALET

Karanlığa giden yol, aydınlığa giden yoldan farklıdır. Aydınlığa giden yolda ilerlemek için, sürekli kendinizi kontrol altında tutmanız, egonuzu yenmeniz, dış dünyanın sizi karanlık tarafa geçirme gayretlerine karşı sürekli tetikte olmanız, yaşadığınız acılara, haksızlıklara karşı sürekli direnmeniz gerekir.

Karanlığa giden yola girmek ise çok kolaydır. İlk adımı atmanız yeterlidir. Geri dönüşü oldukça zordur. Uykuya dalmak gibidir karanlığa giden yolda ilerlemek. Gözlerinizi kapatıp, ona teslim olunca, bir daha uyanması imkansız olmasa da çok zordur. Örneğin işinizi yapmak için çok küçük bir hediyeyi kabul ediyorsanız, ardından büyük rüşvetler de almaya başlayacaksınız demektir. Karanlık, ruhunuza işlemiştir artık.

Aydınlık yola ahlaklı olmak, karanlık yola ahlaksız olmak diyebiliriz.

Nedir ahlaksızlık ?

Ahlaksızlık, gerçekleri çarpıtmakla başlar. Gerçeklerin bir kısmını söylemek, gerisini saklamakla başlar. Esasında yalan söylemiş de olmazsınız ama gerçeği çarpıtmış olursunuz. Ve bu ilk adımdan sonra, arkası gelir. İyi niyet yalanları başlar. Amacınızın kutsal veya önemli olduğunu düşünüp, o amaca ulaşmak için size göre "beyaz" yalanlar söylersiniz. İnsanları kandırmaya başlarsınız ve bu yaptığınızın aslında onlar için de iyi olduğunu düşünürsünüz. Sonra giderek büyür ahlaksızlık. Yola girmişsinizdir bir kere. Artık başkalarının haklarını da yiyebilirsiniz. Tabi önce ufaktan ve soyut kavramlarla hak yersiniz. Örneğin, insanların haber alma hakkını engellersiniz. Bunu öğrenirse ülke için kötü olur dersiniz mesela. Sonra somut hak yemeğe geçersiniz. İnsanların zamanını, parasını da gaspetmeye başlarsınız. Ve artık sizi durduracak bir vicdan da kalmamış olur.

Nedir cehalet ?

Cehalet, araştırmamakla başlar. Öğrenme isteği duymamakla, duyarsızlıkla. Bu duygu giderek benim bildiğim doğrudura gider. Kendi bildiği doğru tek ve gerçek doğru olur. Her konuda bir fikri olmasıyla devam eder bu süreç. Kendi gibi düşünen insanlarla sohbet eder sadece. Kitap okuyacaksa, araştıracaksa kendi düşüncesinden olan yazıları okur sadece ve sadece o yazıları yazanlara güvenir. O yazarları, düşünürleri putlaştırır. Onlar ne diyorsa, araştırmadan, sorgulamadan kabul eder.

Maalesef, okumuş tayfamızın çoğu hem ahlaksız hem cahil. Ne yaparsa yapsın AKP'yi düşüremiyor olmasının verdiği çaresizlik içinde gerçekleri çarpıtarak ahlaksızlaşıyorlar. Karşı düşünceleri, AKP'ye oy veren insanların neden oy verdiklerini anlamaya çalışmadan, onlarla aralarına mesafe koyup sadece kendi düşüncesi içinde olanlarla muhatap olup cahilleşiyorlar.

Bunun en güze örneğini Karaman'da, Ensar vakfında yaşanan tecavüz olayında Aile bakanının söylediği bir sözde görüyoruz. Aile bakanı, "vakıfta bir kere tecavüz oldu diye vakfın karalanamayacağını" söylemişken, bu cümlesini, "bir kere tecavüzden bir şey olmaz" şeklinde değiştirip (gerçeği çarpıtıp) sosyal medyaya yayınlamaya ve eleştirmeye başladılar. Kimi bunu bilerek yaptı (ahlaksızlık) kimi de kaynağı ve gerçeği araştırmadan, kopyala yapıştır ile yaptı (cehalet).

Aile bakanın söylediği şey de eleştiriye açık ve yerilmesi gereken bir cümledir. Modern bir ülkede hiçbir bakan böyle konuşmaz, konuşana da istifa ettirilir. Ama okumuş tayfamız, gerçeği çarpıtıp aile bakanı, tecavüze bir kerelik olay demiş gibi davranıp, oradan AKP'ye vurma derdinde.

Amaca giden yolda okumuş tayfamız için her yol mübah maalesef.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder