Zamanda yolculuk fikri herhalde bilimin en garip buluşlardan biri. Mantığımızı zorlayan, aklımızın alamadığı ve bazen bilim adamlarının bile sırf bu nedenle karşı çıktığı çok ilginç bir doğa gerçeği
Zamanda yolculuk fikrini iki adımda incelemek lazım. Geleceğe ve geçmişe yolculuk
Gelece yolculuk fikrine zaten pek itiraz eden yok. Hemen hemen her bilim adamı bunun şimdilik teorik de olsa mümkün olabileceğini söylüyor. Zaten görecelik kuramının ışık hızına yakın hızlara ulaşıldığında zamanın genleşmesi kuralı ispatlandı da.
Yani geleceğe gitmekte pek sorun yok. Tek yapmanız gereken hızlanmak. Işık hızına ulaşırsanız teoride zaman sıfır olur. Işık hızına yaklaktıkça zamanınız sıfıra doğru gider. Demek ki ne kadar hızlanırsanız o kadar ileriye sıçrarsınız
Peki, geçmişe geri gidilebilir mi
O da mümkün. Genel bir kabul olarak bir şey bilimde teorik olarak mümkünse pratik olarak da mümkündür. Sadece o teoriyi pratiğe dökecek teknoloji bulunmamış demektir
Evrende zaten zamanda geriye giderek yaşayan parçacıklar var. Bilimsel adları takyon. Işık hızının altı hızlar bizim dünyamızdır ve bunların parçacıkları tardyon olarak anılır ve bizim zamanımız olarak ileriye akar. Işık hızından hızlı hareket eden başka dünyanın parçacıkları ise takyondur ve zamanları bize göre gelecekten geriye doğru gider.
Gelin bilimden biraz uzaklaşıp dinlere ve dinsel yorumlara bakalım
Bay X'in yorumu ile (Bay X ER-GEÇ'in senseyi olur), tardyon nasıl ki ışık hızı altı evreni yani bizim dünyamızı anlatırsa takyonlar da aslında meleklerin dünyasını anlatmaktadır. Meleklerin zamanı bu nedenle bize göre gelecekten geçmişe doğru akar. Bununla ilgili birkaç yorum alalım bay X'ten
* Allah insanı yarattığında melekler dünyada zalimlik yapacak, bozgunculuk çıkarak bir ırk mı yaratacaksın diye itiraz eder. Allah daha Adem'i yaratmamışken melekler bunu nasıl biliyordu ? Biliyordu çünkü onların zamanları bizim geleceğimizden geliyordu.
* Cinlerin gökyüzüne çıkıp belli yerleri "dinlediği" yazar kuranda. Demek ki cinlerin meleklerin takyonik boyutu ile teğetleşip geleceği öğrenmeye çalıştıklarını görüyoruz. Daha sonra bu "kapı" cinlere kapanıyor.
Cinler ise bizim dünyamızda farklı hızlarda yaşamanın sonuçları ile ilgili ilginç bir örnek. Cinlerin insanlardan tek farkı frekanslarının bize göre çok yüksek olmasıdır. Dolayısıyla bizden çok çok daha hızlıdırlar. Işık hızına yakın hızlarda hareket ederler. Bunun doğal sonucu olarak boyutları bizden farklıdır. Yani bir insan ve bir cin dünyanın aynı yerinde, aynı noktasında aynı anda dursalar bile birbirlerine değmezler çünkü boyutları farklıdır.
Astral seyahat ile ilgili birşeyler okumuş olanlar bazı insanların astral seyahat yaparken, belli bir anda tuhaf canlılar ile karşılaştıklarını duymuş olabilirler. Bir tibet rahibi, yazdığı bir kitapta ilk astral seyahatini yaparken yaşadığı bu deneyimi ve etrafında uçuşmaya başlayan tuhaf şeylerden bahseder. Onlar bu canlılara veya şeylere ne der bilemem ama bu bizim kültürümüzde cin dediğimiz şeydir.
Dahası var. Kuranda Allahın kullarımdan bir kul dediği şahsın Musa peygamber ile olan yolculuğu anlatılır. Bu şahıs bir yolculuğunda bir çocuğu öldürür. Musa bunu neden yaptığını, suçsuz bir çocuğu neden öldürdüğünü kızgın bir şekilde sorar ve o kişi de bu çocuğun büyüyünce çok kötü biri olacağını, ana babasına eziyet edeceğini vb şeyler söyler. Bu hikaye sayfalar dolusu anlatılacak bir hikayedir ama bizim şuanki konumuzla ilgisi zaman yolculuğudur. Bu kişi geleceğe gitmiş, orada olanları görmüş, sonra tekrar geçmişe gelmiş ve tarihi değiştirmiştir.
Aynı kişinin Süleyman peygamber ile de olan bir diyaloğu vardır. Bu kişi "göz açıp kapayıncaya" kadar bir sürede çok uzaklardaki bir diyardan Süleyman'ın istediği bir tahtı getirmiştir. Belli ki zamanda ve mekanda yolculuk yapabilmektedir
Konunun dinsel boyutu ile ilgili söylenecek daha çok söz var. Bunları sadece olaya bakışımızda bize ufuk vermesi için anlattık.
Olayın bir de bilimsel boyutu ve gizli olarak yapılmış deneyleri var.
Neyse ki bu dünyada hiçbir şey gizli kalmıyor. Bir sonraki yazıda bu deneyden ve geçmişe yolculuğun nasıl yapılabileceğinden bahsedicez
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder