24 Şubat 2012 Cuma

ENUMA ELİŞ : YARATILIŞ MI EVRİM Mİ - 1

Bugüne kadar insanın ortaya çıkışı ile ilgili olarak bize hep iki görüş anlatıldı. Birincisi yaratılış düşüncesi, ikincisi de evrim kuramı. Oysa binlerce yıl önce yaşamış olan Sümerler, bize üçüncü bir yolun daha olmuş olabileceğini anlatmaktadırlar.

Yaratılış kuramı bize insanın tanrı suretinde yaratıldığını söylerken evrim kuramı, (insanın maymundan geldiği gibi yanlış bilinen bir söylemi değil) insanla maymunun aynı atadan geldiğini söyler. Tam da bu noktada aslında yaratılışçıların pek değinmediği, ancak birisi hatırlatınca dile getirdikleri ve farklı yorumlara girdikleri bir kuran ayeti var aslında:

bakara suresi 65-66 ayetleri : "İçinizden cumartesi günü azgınlık edenleri elbette biliyorsunuz. Onlara "Aşağılık birer maymun olunuz" dedik; Bunu o zamandakilere ve ondan sonrakilere bir ibret, müttekiler için de bir nasihat kıldık"

Darwin evrim kuramını oluşturmadan yüzlerce yıl önce aslında evrim kuramı İslam düşünürleri tarafından dile getirilmişti. Hatta bugün dahi evrimcilerin henüz pek savunmadıkları tersine evrim kavramı bile 14'cü yüzyılda yaşayan İbni Haldun tarafından dile getirmişti (ki, bu kişi ayrı bir yazı konusudur).

Tabi yaratılışçılara bu ayetleri sorarsınız size "aslında onu demiyor, şunu ima ediyor, şöyle demek istiyor" gibisinden açıklamalar yapacaklardır. İşin ilginç yanı, kuran, bu ayeti söylerken bu olayın gelecek nesillere bile ibret olmasını söylüyor. Yani olayın önemine ve gelecek nesillerin bunun üzerine özellikle düşünmelerini söylüyor.

Konumuz bu değil. Sadece Sümer yazıtlarındaki insanın yaratılışı açıklanırken yaratılış ve evrim düşüncelerine benzerliği görülecek ve sık sık biz de din ile bu destanlar arasındaki bağlantılara değineceğiz.

Destan dedik de bu yazıtlar hayali birer yazı, uydurma, efsane, eskilerin masalları mıdır yoksa ciddiye alınması gereken ve içinde bilimsel pek çok bilginin bulunduğu belgeler midir?

Efsane olmadıkları, bu yazıtların doğru ve önem verilerek okunması halinde güneş sisteminin oluşumunu bile anlatmalarından görülebiliyor. Bununla da kalmayıp güneş sistemindeki tüm gezegenleri (ve bizim henüz bilmediğimiz Marduk gezegenini) büyüklüklerine ve yörüngelerine göre dahi çizebilmişlerdir.

Aşağıdaki resmin sol üst köşesinde güneş merkezde olmak üzere ve tüm gezegenler görülmektedir. Resmi tarihin, güneşin, güneş sistemin merkezinde olduğunun ancak 1500'lü yıllarda Kopernic tarafından dile getirildiğini söylediğini de unutmayalım. Burdaki gezegenlerin çoğunun Kopernikten de sonra bulunduğunu da unutmayalım


Öyleyse Sümer yazıtlarına sadece destan veya masal gözüyle bakılamaz.

Belki de insanlığın durup bi soluklanması gerekmektedir. Kendisini ve evreni anlamak için dünya dışında uydular kurma, uzay araçları gönderme gibi çok masraflı işlere girmeden önce, belki de tüm dikkatini eski yazıtları aramaya ve ordan elde edeceği bilgilerden öğrenecekleri ile bu işlere girmesinin en doğru kaynak kullanımı olabileceğini düşünmesi gerekmektedir.

Sümer yazıtları bize gösteriyor ki ne kadar geriye bakarsak, o kadar ileriyi görebileceğiz.

Bir sonraki yazıda insanın yaratılışı ile ilgili eskilerin söylediklerine bakacağız

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder