10 Kasım 2013 Pazar

MUSTAFA - 1

Can Dündar, Mustafa belgeselini yaptığında, Atatürkçü mü Kemalist mi yazımızda çerçevesini çizmeye çalıştığımız Kemalistlerden büyük tepki çekmişti. Özellikle medyada yer alan bu eleştirilere göre Can Dündar, Atatürkü ayyaş olarak göstermeye çalışmışmış. Medyanın gazına gelen bazı Atatürkçü-Kemalistler de daha belgeseli bile doğru düzgün izlemeden aynı söyleme gecikmeden katıldılar.

Yabancı değil bu tepkiler. İlk defa da olmuyor. Ne zaman bir "kutsal"ı anlatmaya çalışsanız, hemen o kutsalın taraftarlarınca tepki görmeye mahkumsunuzdur. Çünkü değişmez kuraldır. Her kim, bir kişiyi kutsallık seviyesine çıkarıp, her türlü eleştiriden uzak tutar, o kişinin yaptığı her şeye mantıklı açıklamalar getirmeye çalışır, o kişi, o kutsaldan o kadar uzaklaşır.

Bunu sadece Atatürk örneğinde görmüyoruz. Dindarlarda da çok sık görülen bir tepkidir. Hadi dini değerleri bırakın, bazıları Osmanlıya, padişahlara bile laf söyletmezler. O padişahlar ki, ne içkileri vardır, ne kadın düşkünlükleri. Allah'ın özenle yarattığı kullardır adeta. Yüksek ahlak timsalidirler. Harem dersiniz, hemen bin tane açıklama yaparlar; içki eğlence dersiniz, hemen öyle değil derler; taht için çocuklar öldürülmüş dersiniz, o iş öyle değil derler.

Atatürk'e toz kondurmayan Kemalistler ile, Osmanlıya toz kondurmayanlarin benzerlikleri asikar.

Büyük insanlar, eleştirilse de övülse de değişmeyecek şekilde tarihteki önemli yerlerini alırlar. Onların, kimsenin savunmasına ihtiyaçları yoktur. Çünkü yaptıkları doğru işler, tarihin terazisinde mutlaka ağırlığını gösterir. Bu nedenle Atatürk de yaşantısını gizleme gereğini hiç duymamıştır. Bugünkü bazı savunucuları, onu gizlemeye çalışsa da.

Mustafa belgeselinde bırakın Atatürk'ü ayyaş gibi göstermeyi, onun özellikle rakıyla ilişkisine doğru düzgün vurgu bile yok. Oysa ki çok içen biriydi. Ne zamandır ayıp olduysa bu, hayır o kadar içmezdi şeklinde savunmalar yapılıyor nerdeyse. Atatürk sigarayı da severdi ve onu da normalden çok içerdi. Hatta belgeselde hiç bahsedilmemiş bir iki özelliğini de ben ekleyeyim. Atatürk pek çok kadınla da yatmıştır. Gençliğinde hayat kadınlarına uğramışlığı da vardır. Ve yine pek söylenmeyen bir şey var ki, mevzubahis Atatürk'ün kafasındaki idealler olduğunda, pek de vicdanlı bir insan olmadığı, kan dökmekten çekinmediğidir.

Önemli insanların özel hayatı maalesef olmaz ama onları eleştirenlerin de savunanların da unutmaması gereken bir şey var ki, bu önemli insanların ahlak timsali olmak gibi bir dertlerinin olmadığıdır.

Atatük'ün yaptıklarını yıkamayacaklarını anlayanlar, özel hayatını kullanarak onu yıpratmak istiyorlar. Ama onların her dediğine savunma yapmaya çalışmak, onların ekmeğine yağ sürmektir çünkü en azından bu konuda, gerçeği çarpıtanlar Kemal'i savunmaya çalışanlardır.

Atatürk'ün ne yeyip ne içtiğinden ziyade, onu kimlerin öldürdüğünün tartışılması dileği ile.
Ne ilginçtir ki, onun öldürülmüş olabileceğine dair ilk bilgiyi Can Dündar'ın bir belgeselinden öğrenmiştim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder