Kimilerine göre Atatürkçülük ile Kemalizm arasında bir fark yoktur. Aynı düşünceyi ve ideolojiyi anlatan iki farklı kavramdır.
Fakat uygulamada görülen farklılıklar, bizi bu iki kavramı ayırmaya ve Atatürk'ün düşüncelerini savunduğunu söyleyip aslında ondan uzaklaşanların durumlarına bir isim vermeye zorluyor. Ve bunların ekseriyeti kendini Kemalist diye tanımladığı için biz de Atatürkçülükten uzaklaşanlara Kemalist diyeceğiz. Kendine Atatürkçü diyenler arasında da bahsedeceğimiz anlayışta insanlar var ama biz kişilerin, kendilerini nasıl tanımladığına değil nasıl hareket ettiklerine bakıyoruz.
Peki nedir Kemalistler ile Atatürkçülerin farkları?
Kemalizmin en belirgin özelliklerinden biri sert ve keskin oluşudur. Kendini devletin sahibi gibi görüp, geri kalanları kendi kurallarına uymaya zorlar. Uymayan gericidir. Çünkü muasır medeniyetin yolu Kemalizmden geçmektedir. Başka yol yoktur. Bu nedenle karşıt görüştekilerle arasına mesafe koyar. Tepeden bakandır Kemalist. Kendi gibi düşünmeyenle her türlü iletişimi kesmeye hazırdır. Çünkü fanatiktir. Sosyal medyada Akp iktidarı ile sık sık görmeye başladığımız, şu düşüncede olanlar beni arkadaşlıktan çıkarsın yazıları, bunun en tipik örneğidir. Çünkü Kemalist, ötekileştirir.
Oysa Atatürk ne yapmıştı Kurtuluş savaşına çıkarken? Anadoluya gitmişti. Bugün Kemalistin burun kıvırdığı ve Akp'nin oy tabanı olduğu için makarnacı, kömürcü diye küçümsediği Anadolu insanına güvenerek yola çıkmıştı Atatürk. Atatürk Samsun'a çıktığında, seçim yapılsa acaba Anadolu halkı Atatürk'ü mü padişahı mı seçerdi ? Tabi ki padişahın peşinden giderdi. Ama Atatürk, günümüzün Kemalistlerinden farklı düşünen bir insandı.
Kemalist, katı ve değişmez düşüncede olduğu için askerdir. Asker, komutanından emir alan ve onu uygulayan, gerisini pek düşünmeyendir. Kemalistin komutanı da kafasında kurduğu Atatürk'tür. Bu nedenle Mustafa Kemal'in askerleriyiz sloganı, Kemalisti çok güzel özetler. Onun gözünde cumhuriyeti korumak ve kollamak ancak bu şekilde olur. Zaten çağdaşlık da Kemalizmi yaşatmaktan ibarettir. Kemalist'in amacı Atatürk'le ilgili hiçbir şeye toz kondurmamaktır. Bekçidir. Bugün de yarın da. Devrimcilik ilkesini zaten sadece kelime olarak bilir. Hayatında ilk defa yaptığı sokak gösterilerini (gezi olayları) devrim zanneder. Sloganları bilir çünkü. İçeriği dolduramaz.
Kemalist'in cumhuriyetten anladığı şey, 23 Nisan, 19 Mayıs, 10 Kasım vb günlerde Ata'dan bahsedip, onun huzuruna çıkmaktır. Cumhuriyet budur onun gözünde. Dinci kesimin bu törenlere bakıp yaptığı, Atatürk'ün putlaştırılması yorumu aslında hiç de yanlış değildir. Kemalistin gözünde Atatürk artık kutsal biridir. Ona laf bile söylenemez. Atatürk'e karşı yapılan her eleştiriye, o olmasaydı bunları şuan söyleyemezdin'den öteye cevap da veremez zaten. Çünkü kutsallar araştırılmaz, sorgulanmaz. Herkesçe bilinen birkaç bilgiden öteye, kendisi de bilmemektedir Atatürk'ün yaşamını ve yaptıklarını ama bildiğini sanmaktadır.
Kemalist rahatına düşkündür. İster ki, birileri gelsin, her şeyi düzeltsin. Kemalist'in sabah akşam Atatürk demesinin bir nedeni de budur. 90 küsur senedir Atatürk'ü aşamamıştır. Onun yaptığının üstüne bir şeyler de ben koyayım dememiştir. Tembeldir. Bu nedenle oturduğu yerden parti liderlerini, ki bu parti CHP'dir, eleştirir. Baykal şöyledir, Kılıçdaroğlu böyledir, bin tane bahane bulur. Şöyle adamakıllı bir lider yok ki Erdoğan'ın karşısına çıksın diye serzenişte bulunur. Tek istediği oyu o kişiye vermek ve o kişinin de memleketi kurtarmasıdır. Kendisinde bir sorumluluk görmez Kemalist.
Kemalistin aslında siyasetle işi yoktur. O, devletin kurucu düşüncesine ait olduğu için devletin imkanlarından yararlanan ve görece iyi bir hayat seviyesi olan seçkin kişidir. O nedenle tek istediği şey, hayatına karışılmamasıdır. Hayat tarzına müdahale olabileceğini hissettiği an siyasetle ilgilenir. Onun dışında eğlencesine bakar. Örneğin Kemalist, Akp-Refah'tan önce ezilenlerle, faili meçhullerle, asgari ücretle, Amerika'nın nerdeyse sömürgesi olmamızla vb memleket meseleleri ile hiç ilgilenmemiştir. İlgilendiğinde de tek istediği eskiye dönmektir, ileriye gitmek değil. Örneğin bugün Akp'nin, hukuku kendisine bağlamasını eleştirir. Daha önceden hukuk, hükümetlere hiç bağımlı değilmişçesine.
Atatürk bu cumhuriyeti gençlere emanet ederken kafasındaki gençlik muhtemelen bu değildi ama karşı devrimcilerin iktidarda giderek güçlenmesi olumlu bir karşı etkide bulunuyor ülkeye. En azından demokrasi bilincini arttırıyor. Bu da zamanla bu Kemalist anlayışın değişmek zorunda olacağının işaretidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder